İnternet ve mobil cihaz kullanımındaki artışın getirdiği
kesintisiz etkileşim imkanı, insanların
satın alma alışkanlıkları üzerindeki değişimleri de beraberinde getirdi. Artık
tüketiciler ürünleri satın alırken geleneksel pazarlama yöntemlerinin yerine, gerçek
insanların yaşanmış deneyimlerini dikkate alıyorlar.
Hayatımızın ayrılmaz bir parçası haline gelen sosyal medya
ise bu etkileşimin en yoğun yaşandığı mecra konumunda. Günlük internet kullanım
süresinin ortalama 8 saati bulduğu ülkemizde, toplam nüfusun yüzde 70’i sosyal
medya kullanıcısı.
Hedef kitlelerinin, bu
deneyimlere sosyal medya üzerinden eriştiğini fark eden firmalar artık
geleneksel reklam türlerine ayırdıkları bütçeleri yeni medya çalışmalarına da
aktarmaya başladılar. Bunların en başında da “etkileyici pazarlama” veya daha
yaygın kullanımıyla “influencer marketing” geliyor.
Sosyal medyanın kanaat
önderleri konumundaki İnfluencer’lar, kişisel deneyimlerini paylaşarak doğrudan takipçilerine hitap ederken, sadece tüketim
alışkanlıklarını değil, modadan gastronomiye, seyahatten kişisel bakıma kadar
birçok konuda geniş kitlelerin eğilimlerini şekillendirme gücünü elinde bulunduruyorlar.
Buna bağlı olarak, doğru zamanda doğru içerik üretimiyle her tür ürün ve
hizmeti milyonlarca kişiye ulaştırma şansına sahipler.
Gerçek kişiler ile doğrudan satışa yönelik olmayan bir
pazarlama yöntemi kullanmak, marka
bilinirliği ve güvenilirliğini üst seviyeye taşımaya yardımcı oluyor. Gerçek
kişilerin deneyimlerini içermesi nedeniyle daha fazla akılda kalıcı olmasının
yanı sıra, geleneksel pazarlamanın aksine çift yönlü bir etkileşim imkanı
sunuyor.